İzlenimcilere göre sanatçı doğrudan doğruya gerçeği değil, gördüklerinin kendisinde uyandırdığı duygu ve düşünceleri esas almalı, gerçekçiliği ve nesnelliği ikinci plana atarak, kişisel yorumu ön plana çıkarmalıdır.
İzlenimcilikte, yorumlar ve izlenimler, sanatçıdan sanatçıya değiştiği ve her sanatçı eserinde kendinde oluşan duyguyu ve izlenimi anlatacağı için, meydana getirilen edebî eser, yazarın veya şairin kişiliğine dair izler taşır.
Empresyonistlere göre
İntibalar, sanatçıdan sanatçıya değişeceği ve her sanatçı, eserinde kendi intibalarını anlatacağı için, meydana getirilen sanat eseri, onu meydana getirenin tam kişiliğini ortaya koyacaktır. Bu özellikleri dolayısıyla empresyonistler, kendilerini çevreleyen dış dünyaya karşı ilgisizdirler. Onların dile getirmek istedikleri, kendi iç dünyalarıdır. Empresyonizm'de objenin kendisi değil, uyandırdığı intibalar önemlidir. Bu bakımdan realizm in karşıtıdır.
İzlenimcilik (Empresyonizm)
İzlenimcilik, Fransa'da 19. yüzyılın sonunda ortaya çıkan bir resim akımıdır. İzlenimci ressamlar, yaklaşık 200 yıldır resim sanatını yönlendiren kurallara ve kısıtlamalara karşı çıktılar.
Eskiden daha çok konusunu dinden ya da tarihten alan resimler yapılıyordu. İzlenimciler çeşitli konulara el attılar. Canlı renkler kullanarak yaptıkları resimlerde taptaze duygular ve pırıl pırıl bir dünya sergilediler.
Bunlar, bir görünümü ya da bir düşüncenin yarattığı izlenimleri anlatan resimlerdi. İzlenimci ressamlar o andaki gerçekliği yakalamaya çalışıyordu. Bunda renk ve ışığın önemi büyüktü. O dönemin bilimsel bulguları, rengin nesneye ait bir şey olmadığını, ancak ondan yansıyan ışığın bir özelliği olduğunu ortaya çıkarmış, bu da renge bağımsızlık kazandırmıştı. İzlenimciler nesnelerin, doğa içindeki konumlarına, çevrelerindeki başka nesnelere, hava koşullarına ve günün değişik saatlerindeki durumlarına göre değişen görünüşlerini canlandırmaya çalıştılar. Stüdyo yerine açık havada çalışarak su, hava, insanlar, yapılar, Güneş ışığının etkisi altında nasıl görünüyorsa, öyle tuvale geçirildi. Kısa fırça darbeleriyle yapılan bu resimlerde bazen mozaiği andıran bir görünüm ortaya çıkıyordu.
İzlenimciler'in çoğu aynı konunun çeşitli koşullar altındaki durumunu işleyerek "resim dizileri" hazırladı. Sözgelimi kavak ağaçlarının ya da nilüferlerin gündoğumundan, gün-batımına kadar saatten saate değişen farklı ışık koşullarındaki durumunu, renklerin, biçimlerin ve gölgelerin sürekli değişimini tuvale geçirdiler.
İzlenimci ressamların ilk temsilcileri olan Claude Monet, Auguste Renoir, Alfred Sisley ve Frederic Bazille ilk sergilerini 1874'te Paris'te açtılar. Monet'nin bu sergide yer alan İzlenim: Gün Doğumu (1872) adlı yapıtı akıma adını verdi. Monet bütünüyle açık havada çalıştığı bu yapıtında, güneşin doğuşunu, ışığın su üzerindeki yansımalarını gördüğü andaki gibi parlak renklerle tuvaline yansıtmıştı.
İzlenimcilik modern resim sanatındaki ilk büyük devrimci harekettir. İzlenimci yapıtlarıyla ün kazanan Fransız ressamlar Edouard Manet, Edgar Degas, Camille Pissarro, Paul Cezanne ve Berthe Morisot da bulunuyordu. İzlenimciler başta Paris ve çevresi olmak üzere, Manş Denizi ve Kuzey Denizi kıyılarının, Sen Irmağı'nın iki yakasındaki küçük köylerin resimlerini yaptılar. Bu resimlerin çoğu bugün dünyanın en değerli sanat koleksiyonları arasındadır.İzlenimciler birlikte sekiz resim sergisi düzenlediler. Bunlardan, 1874'te fotoğrafçı Nadar'ın atölyesinde düzenlenen ilk sergiye 30, 1886'da düzenlenen sonuncu sergiye ise 17 sanatçı katıldı. 1880'lerin ortalarından sonra, kendi estetik anlayışları doğrultusunda, kişisel ve özgün üsluplarını geliştiren bazı ressamlar, farklı eğilimler gösterdi. Renk ve ışık konusunda yeni teknikler geliştirildi. Geç İzlenimcilik olarak adlandırılan dönemin önde gelen adı Georges Seurat, saf renklerin palette karıştırılmadan, noktalar halinde yan yana getirildiği noktacılık (pointilizm) tekniğini benimsedi. Paul Cezanne, Vincent van Gogh ve Paul Gauguin, Geç İzlenimcilik izlerini taşıyan eşsiz güzellikte yapıtlar verdiler.
İzlenimcilik daha sonra müzik alanında da kendini gösterdi. İzlenimci olarak nitelenen besteciler arasında Claude Debussy ve Maurice Ravel sayılabilir.
İzlenimciliğin özellikleri
- Akımın en önemli özelliği bir izlenimin uyardığı duy *Bu akımın yazarı, doğrudan doğruya gördüğü gerçeği değil de, gördüklerinin ve islediklerinin kendisi üzerinde bıraktığı izlenimi ve duyumu esas alır
- Daha çok edebiyatta ve resimde gelişmiştir.
- Dış aleme, ondaki varlıklara ve nesnelere karşı ilgisizdirler.
- Edebiyatta, resimde, müzikte okuyucunun, seyircinin, dinleyicinin eserle karşı karşıya gelir gelmez edineceği izlenim bu akımın tatlı, yumuşak, kucaklayıcı, canlı teması olmuştur.
- Empresyonist sanatçının anlattığı dış dünya değil, dış dünyadaki varlıkların hayâle bürünmüş izlenimleridir.
- Empresyonistler, etkici ve duygucudurlar. Zaten empresyon, etki - duygu anlamındadır.
- Empresyonizm, esas olarak ve her şeyden önce özgürlüğün simgesidir, sembolüdür.
- Hayale ve soyut betimlemelere yer verilmiştir.
- Her şey sanatçının duyumuna bağlı olarak anlatılır.
- Objenin kişi üzerindeki izlenimleri önemli olduğu için realizmin karşıtıdır.
- Sanatçılar eserlerinde kendi iç dünyalarını dile getirmişlerdir.
Resimde Temsilcileri: Auguste Renoir, Claude Monet, Van Gogh, Toulouse Leatrec, Sisley,Cezanne, Camille Pissarro
Müzikte Temsilcileri: M.Ravel, C.Debussy, J.A.Carpenter, O.Respighi, C.T.Griffes, I.Albéniz, P.Dukas
Edebiyatta Temsilcileri: Rilke, Arthur Rimbauld, James Jayce
Türk Edebiyatındaki temsilcileri: Ahmet Haşim, Cenap Şahabettin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder